Akdeniz Havzası iklim değişikliğinden kaynaklı etkilere en fazla maruz kalacak bölgelerden birini oluşturuyor

Akdeniz “yüksek kırılganlık ve iklim değişikliğine maruz kalma ile karakterize edilen bir coğrafi alan” mı?

Akdeniz’in gelecekte daha kurak olması ve alandaki deniz seviyesinin artması bekleniyor. Bu durum havzanın kırılganlığını arttırıyor. Böylece iklim değişikliği için dünyanın sıcak noktasını (hotspot) oluşturuyor.

Akdeniz Havzası için iklim değişikliği projeksiyonları, çok yüksek tutarlılıkla, bölgenin önümüzdeki on yıllarda daha yüksek sıcaklıklar, daha az yağış ve deniz seviyesindeki yükselmeye devam edeceğini gösteriyor. Yazların zaten nispeten kurak olduğu göz önüne alındığında, bu faktörler birlikte büyük ölçüde daha kuru ve daha sıcak koşulların yanı sıra kıyı taşkınlarına neden olacak, insanları doğrudan etkileyecek, aynı zamanda karadaki ve okyanustaki ekosistemlere zarar verecektir.

Akdeniz Havzası için yapılan iklim modelleri, küresel ortalamaların yaklaşık %20 üzerinde oranlarda bölgesel ısınma ve azalan yağışa (3°C’lik küresel ısınma için -%12) dikkat çekiyor. Akdeniz Havzası, Dünya’da beklenen en yüksek ısınma oranına sahip bölge olmasa da, insan topluluklarının ve ekosistemlerin bu değişikliklere yüksek düzeyde maruz kalması ve kırılgan kesimi oluşturması nedeniyle diğer bölgelerin çoğuna kıyasla özel olarak bir “iklim değişikliği sıcak noktası” olarak kabul ediliyor.

Havzada artan sıcaklıklar ve sıcak hava dalgası suların buharlaşmasını artıracak, tüm canlı yaşamını ve ekonomileri etkileyecek.

Yükselen sıcaklıklar, tüm ıslak yüzeylerden, özellikle deniz, göller, nehirler ve aynı zamanda topraktan gelen suyun büyük oranda buharlaşmasını tetikliyor. Yağışların azalmasıyla birlikte bu buharlaşma, karadaki su kaynaklarının azalmasına, daha kuru topraklara, nehir akışının azalmasına ve önemli ölçüde daha uzun ve daha yoğun kuraklık dönemlerine yol açıyor. Akdeniz iklimi zaten yazın nispeten kuru ve sıcak olduğundan, herhangi bir ek kuraklık (ve ayrıca ısı) bitkileri, hayvanları ve insanları önemli ölçüde ve nihayetinde tüm toplumları ve ekonomileri etkileyecektir.

Genel olarak havzada artan sıcaklıklar ve daha yoğun sıcak hava dalgaları insan refahını, ekonomik faaliyetleri ve ayrıca karada ve okyanusta birçok ekosistemi tehdit etmektedir. Daha düşük toplam yağışa rağmen bazı bölgelerde yoğunluğunun ve sıklığının artması beklenen aşırı yağış olayları, ani seller yoluyla altyapı ve insanlar için önemli riskler oluşturuyor. Isınma, atmosferik karbondioksitin neden olduğu asitlenme ile birlikte okyanusu ve ekosistemlerini de etkiliyor. Son olarak, küresel buz kaybının bir sonucu olarak şu anda hızlanan deniz seviyesinin yükselmesi, kıyı ekosistemlerini, tarihi alanları ve artan insan nüfusunu tehdit ediyor.

Birçok faktörün etkisi biraraya gelecek ve bütünleşik etki sudan faydalanma, iklimlendirmeye erişim, yerleşim yeri gibi pek çok konuyu sorun haline getirecek, sürdürülebilir politikalar çokça gündeme gelecek.

Öngörülen iklim değişikliğiyle ilişkili riskler, aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok faktörün benzersiz kombinasyonu nedeniyle Akdeniz Havzası’ndaki insanlar ve ekosistemler için özellikle yüksektir:

i) İklimlendirmeye sınırlı erişimi olan, ısı dalgalarına maruz kalan büyük ve büyüyen bir kentsel nüfus,

ii) Yükselen deniz seviyesinden etkilenen yerleşim yerlerinde yaşayan çok sayıda ve artan sayıda insan,

iii) Bugün 180 milyon kişinin halihazırda yaşadığı önemli ve artan su kıtlığı,

iv) Tarımda sulama amaçlı artan su talebi,

v) Artan sıcaklıktan ve aynı zamanda havacılık ve yolcu gemisi seyahatleri üzerindeki uluslararası emisyon azaltım politikalarının sonuçlarından zarar görmesi muhtemel olan turizme yüksek ekonomik bağımlılık,

vi) Çoğu sürdürülemez uygulamalar (örneğin aşırı avlanma, arazi kullanımı değişikliği) nedeniyle zaten tehlikede olan okyanus, sulak alanlar, nehirler ve ayrıca yüksek arazilerdeki ekosistemlerde kayıplar olması beklenmektedir.

Kategoriler Güncel Haberler