TBMM İklim Değişikliği Araştırma Komisyonuna görüş ve önerilerimizi sunduk

İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği, TBMM İklim Değişikliği Araştırma Komisyonunda…

İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği olarak Sayın Prof.Dr. Veysel Eroğlu’nun başkanlığında yönetilen Meclis Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonuna 2 Haziran 2021 tarihinde sunum yaptık ve bilgilerimizi paylaşma fırsatı bulduk. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirdiğimiz konuşmamızda derneğimizi, yönetim kurulu başkanı Sayın Dr. Baran Bozoğlu, yönetim kurulu üyelerinden Gülşah Deniz-Atalar, Tekin Altuğ ve Ahmet Turan Aldırmaz temsil etti.

Küresel iklim değişikliğinin etkilerinin en aza indirilmesi, kuraklıkla mücadele ve su kaynaklarının verimli kullanılması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi aracıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, 23.03.2021 tarihinde çalışmalarına başlamıştı. O günden bu güne kadar birçok akademisyen, araştırmacı ve sivil toplum kuruluşu komisyona birçok katkı sağladı. Biz ise İklim Değişikliği ile denizlerimiz, uluslararası çevre politikası kapsamında denizel çevre koruması ve yapmamız gerekenler, kömürden çıkış üzerine örnek vaka çalışmamız, termik santraller hakkındaki analizimiz ve atık yönetimi konusundaki eksiklikler ve yapılması gerekenleri konuştuk.

İklim Değişikliği ve Politika Araştırma Derneği üyesi Gülşah Deniz Atalar, TBMM İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu’nda yaptığı sunumda Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununun Karadeniz’i de etkileyebileceğini söyledi.

Atalar sunumunda şu sorunları dile getirdi:

“Türkiye açısından bu denizlerin korunması için mutlaka kara kökenli kirlenmenin engellenmesi gerekiyor. Kara kökenli kirlenmeyi engellemek için çöp ithalatıyla, atıkların yönetimiyle ilgili mutlaka çalışma yapmamız gerekiyor. Şu an Marmara Denizi’nde yaşadığımız müsilaj sorunu tabii ki sadece karasal ve evsel atıktan değil, bir sürü sebebi var, bunu sadece bir sebebe bağlamamız mümkün değil. Normalde bahar geçişlerinde görülen müsilajın şu anda neden bu kadar yoğun bir şekilde ve bu kadar uzun zamandır denizlerimizde olduğunu geniş bir araştırmayla ve birden çok paydaşla konuşmamız gerekiyor. Marmara Denizi ölürse peşinden Karadeniz de ölür. Kıyı ve deniz kaynaklarının kullanımı denizlerdeki biyolojik çeşitliliği azaltacak nitelikte ne yazık ki. Türkiye’nin ilgili bakanlıklarca hazırlanacak Türkiye denizlerindeki nesli azalan türler konusunda ayrıntılı bir çalışma yapmaya ihtiyacı var. Bu konuyla ilgili bazı çalışmalar var; ama Türkiye’deki tüm denizler için ve tüm canlılar için, tüm ekosistem için yapılmış bir çalışma yok. Mutlaka bütünleşik kıyı yönetimi planlaması yapılması gerekiyor. Normalde bahar geçişlerinde görülen müsilajın şu anda neden bu kadar yoğun bir şekilde ve bu kadar uzun zamandır denizlerimizde olduğunu geniş bir araştırmayla ve birden çok paydaşla konuşmamız gerekiyor. Çünkü hem uluslararası suların birleştiği bir yer orası; aynı zamanda Marmara Denizi’nin sıcaklığı ne yazık ki hem atıklardan kaynaklı hem de küresel ısınmadan kaynaklı, Akdeniz ve Karadeniz’e göre daha yüksek. O nedenle de hem türler azalıyor hem de müsilaj da bu şekilde bizi üzerinde çalıştay yapmamızı ve yeniden stratejik bir eylem planı çıkarmamızı gerektirecek kadar fazlalaşmış hâle geldi. Aynı zamanda Karadeniz’de de diğer denizlerimizde de plastik kirlenmenin de etkisiyle ve diğer besin maddelerinin de etkisiyle ağır metal sorunu söz konusu. Deniz sularımızda ağır metal arttığında, biz o balıkları yediğimizde ağır metalleri vücudumuzu almış oluyoruz ve halk sağlığı problemi yine otoimmun hastalıkların başlaması vücuda ağır metal girmesiyle beraber oluyor.”

klim Değişikliği Araştırma Komisyonu’na bizi de dinledikleri için teşekkür ediyoruz.

Haberimizi yapan gazeteler:

Haberler.com
Cumhuriyet Gazetesi

Kategoriler Güncel Haberler